Siyasette pankart tansiyonu büyüyor. Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP), Mayıs 2021’de astığı “Diploma nerede?” ve “Amerika’da boynuna takılan Yahudi Yürek Madalyası nerede?” ile “128 milyar dolar ve 188 ton altın nerede?” pankartları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla ve “ima yoluyla cumhurbaşkanına hakaret edildiği” gerekçesiyle indirildi.
CHP’nin, “SaBıKa Holding” ve “FETÖ’nün siyasi ayağı” broşürleri hakkında dava açılmasının akabinde Nisan 2021’de tüm vilayet ve ilçelerde astığı “128 milyar dolar nerede?” afişleri ise “cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesiyle toplatıldı.
‘BAKAN KASTEDİLDİ’
Son olarak da Zafer Partisi’nin, “Yerli ve ulusal Escobar” yazılı, bir sinema oyuncunun fotoğrafının bir kısmının yer aldığı afişler teker teker indirildi. Edirne vilayet başkanlığı’nın astığı afişe el konulmasına ait yargıç kararı ise dikkat çekti.
Kararda, Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın açıklamaları ve son devirdeki siyasi tartışmalara işaret edilirken “kamu görevlisine misyonu nedeniyle hakaret cürmünün işlendiği” savunuldu. Münasebet olarak ise “afişteki fotoğrafın, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan düzeyindeki kamu görevlisini kastettiği istikametinde toplumsal bir algı oluştuğu” savunuldu. Hangi bakan olduğu ise belirtilmedi.
‘POLİTİK ENSTRÜMAN’
Eski Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, karara “Yargı niyet okuyamaz” tepkisini gösterdi. Aksiyonların kabahat olup olmadığının kanıtlara ve kanunlara nazaran tespit edildiğini aktaran Yücetürk, “Velev ki son devirdeki politik tartışmalarla bir bakan kastedilmiş olsun, yine de cürmün ögeleri oluşmaz” dedi.
Yücetürk, şu sözleri kullandı: “Burada bir tenkit var; politik tenkittir, söz özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Bu, yargının siyasete müdahalesi manasına gelir. Kabul edilemez. Yargının son devirde ne kadar araçsallaştırılarak politik bir enstrüman haline getirildiğinin de açık bir delilidir. Hukuken gerçek değil. Hata olmayan bir aksiyondan ötürü yargı niyet okuyarak süreç yapamaz.”
‘YENİ KABAHAT YARATILIYOR’
“Toplumsal algı” tabirinin ileride daha farklı niyet okumalara yol açabileceğine dikkat çeken Yücetürk, “En kolay bir eleştiriyi bile bu halde niyet okuyarak cürüm haline getirirseniz, o vakit siyaset yapamazsınız. Bir bakanla ilgili son devirde dahil olduğu fotoğraflar ve yanında bulunan beşerler nedeniyle yapılmış bir politik tenkit üzerinden onu yasaklayan, baskılamaya çalışan bir hareket, yarın seçim ortamına girildiğinde her türlü politik tenkidin de baskılanması sonucunu getirecektir. Muhalefetin en küçük tenkidinde yargı ortaya giriyor. Bu, Türkiye’yi söz özgürlüğünün büsbütün ortadan kaldırıldığı bir ülke haline getiriyor” tabirlerini kullandı.